Ruminasyon; istemsiz olarak ortaya çıkan, kişinin eylemlerini engelleyen, kontrol edilmesi zor, bastırmak için yoğun efor sarf ettirilen tekrarlayıcı düşünceler, kendine dair algılanan tehditler, kayıplar, ya da haksızlıklarla güdülenen kendine yönelik dikkat” olarak tanımlanır. Tekrarlayıcı düşüncelerini ‘kontrol edilebilecek durumlar üzerindeki belirsizlik’ olarak ifade edebiliriz.
Ruminasyon yapanların en hassas olduğu durumlar; Belirsizlik, kontrol ve endişedir.
Ruminatif yatkınlıkları olan kişilerin depresif duygu durumundan yakınma olasılığı daha fazladır. Ruminatif kişiler yaşamlarını değerlendirdiklerinde, olumsuz anılarını daha sık zihinlerine getirmekte, yaşamlarının büyük çoğunluğunun olumsuz olaylarla dolu olduklarını düşünmekte, başarılarını küçümseme, hatalarını genelleştirme gibi kötümser yanlı, çarpıtılmış yorumlari daha fazla kullanmaktadırlar.
Bu durumu bir örnekle anlatmak istiyorum. Farz edin ki, kentin iki farklı noktasında sabah uyandıklarında kendilerini mutsuz, aşırı halsiz, yorgun, motivasyonsuz ve genel olarak depresif hisseden A ve B adında iki kişiyi düşünelim. A kişi sabah yapılacak tüm işlerini iptal eder, evden çıkmaz, köşesine çekilir. ”Neden böyle hissettiğini merak eder”, ”Kendimi çökmüş hissediyorum”, ”Yine aynı şeyleri yaşayacağım”, ”Yaşamaktan bıktım” diye düşünmektedir. Depresif ruh haline pasif-ruminatif tepki vermektedir.
Bunun yanı sıra B kişisi işine gider, günlük işlerine yoğunlaşır ve depresif ruh haline dağıtıcı tepki göstermeye karar verir.
Burada yaşanan durum belirtmektedir ki, aktif yaşamaya, işine devam eden B kişi depresif ruh halinde daha çabuk kurtulurken, depresif ruh haline pasif-ruminatif tepki ile meşgul olan A kişi uzun bir süre depresif olarak kalacaktır.
Ruminasyon bozukluğu olan birey sürekli olarak olumsuz olayların kendi başına geldiğini sorgular. Hep kötü olayların onu bulduğunu ve eğer bu olaylar olmasaydı hayatının daha iyi olacağını düşünmektedir.
Örneğin; İşten kovulan bir birey bu tarz olumsuz olayların hep onu bulduğunu düşünür ve eğer kovulmasaydı çok başarılı bir iş insanı olacağını düşünür. Bu tarz ruminatif düşünceler bireyin nerede yanlış yaptığına dair bir iç görü yapmasına engel olur. Başına gelenleri onun yaptıklarını karşılığı olarak değil de kötü şans olarak değerlendirmektedir. Kendi kendine “Neden her hep benim başıma bu olaylar geliyor?” diye sorgulamaktadır.
Bu düşünceler çok sıradan bir konu hakkında olduğu gibi boşanma ve akademik başarısızlık gibi ciddi konular ile ilgili de olabilmektedir.
Ruminatif tepki gösterenlerin sosyal hayatları da olumsuz etkilenmektedir. Ruminasyon, kişiler arası anlaşmazlıklara yol açmaktadır. Ruminasyonu fazla yapan bu kişiler daha az affedici, intikamcı davranışlar sergilemektedir.
Yapılan araştırmalarda, sorunlu bir evliliği olan, iş yaşamında problemler yaşayan ve sevdiklerini kaybettiği için yas sürecinde olanlarda ruminasyon eğiliminin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Ruminasyonu engellemek için mutlaka bir uzmana başvurulması önerilmektedir.
COVID-19 ise ilk olarak Çin’in Wuhan şehrinde, 31 Aralık 2019’da, etiyolojisi bilinmeyen bir pnömoni olarak Dünya Sağlık Örgütü’nce (DSÖ) bildirilmiştir. Bulaşma oranı oldukça yüksek olan COVID-19, tüm dünyayı etkilemiş ve pandemi olarak ilan edilmiştir.
COVID-19 bireylerde en sık yüksek ateş, öksürük, hâlsizlik, tat ve koku alamama semptomları ve eş zamanlı gelişen ciddi akciğer hasarı ile karakterizedir. Birçok hasta sözü edilen semptomlara bağlı yoğun bakım gereksinimi duymakta, ciddi akciğer hasarı gelişen ve/ veya kronik hastalığa sahip bireylerde ise ölüm görülebilmektedir.
COVID-19 pandemisinde bireylerin hastalanma, bir başkasına hastalık bulaştırma, sürecin devamı, kişisel koruyucu ekipmanların yeterliliği, geleceğe ilişkin belirsizlik gibi konular yoğun endişe yaşamalarına sebep olmaktadır. Bu durumlar ise ruminasyonların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
COVID-19 Pandemisi’nin Etkili Olduğu Ruminatif Düşünceleri Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?
- COVID-19 sürecinde de bireylerle yapılan bir çalışmada, bireylerin desteğe ihtiyaç duydukları, gevşeme egzersizi ve online danışmanlık almaya istekli oldukları görülmüştür. Bu nedenle ruh sağlığının korunmasında ve ruminatif düşüncelerin azaltılmasında, bireylerin yetersiz kaldıkları, baş edemedikleri noktalarda etkin ruh sağlığı desteğinin ulaşılabilir olması ruminatif düşünceleri azaltmada etkili olacaktır.
- Ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylerde en sık görülen, ruminatif düşüncelerin tespiti ve bireye uygun terapötik müdahalenin planlanması, uygulanması gerekmektedir.
- Planlama ve uygulama; Ruhsal durum muayenesi yapabilen, empati kurabilen, etkin dinleyebilen, iletişim tekniklerini kullanabilen, çeşitli terapötik müdahaleleri etkin şekilde uygulayabilen ve en az bir terapi ekolünü benimsemiş ruh sağlığı profesyonelleri tarafından yapılmalıdır.
- Bireylerin COVID-19 ile ilgili güncel ve doğru sağlık bilgileri edinmesinin ve özel koruyucu önlemler almasının hastalığa yönelik tutumlarını iyimserleştirdiği, stres ve kaygı düzeyini düşürdüğü, ruminatif düşünceleri azalttığı gözlemlenmiştir.
- Bir sorunu sürekli olarak düşünmek yerine soruna çözüm aramak, soruna çözüm bulmak hem olumsuz durumun ortadan kalkmasını sağlayacak hem de bireyin stres ve kaygı seviyesini düşürecektir.
- Ruminatif düşüncelerin azalmasında etkili olan bir diğer faktör ise, yaşam rutinlerini mümkün olduğunca devam ettirmektir. Karantina sürecinde zorunlu olarak hareket özgürlüğünün kısıtlanması günlük yaşam rutinlerini bozulmasına, tekrarlayıcı olumsuz ruminatif düşüncelerin ise artışına yol açmıştır.
- Dolayısıyla karantina sürecinde bireylerin ruh sağlığını korumaları için fiziksel aktiviteler yapması, rutinlerini korumaya çalışması, koruyamadığı takdirde yeni rutinler oluşturması, aile ve arkadaşlarıyla online, telefon vb. kanallarla iletişim hâlinde kalmaları önerilmektedir.
- Bireylerin daha aktif olmasının, nasıl hissettiğine ilişkin beden taraması yapmasının, yürüyüş meditasyonu, gevşeme egzersizleri, tam bir farkındalık hâliyle nefes egzersizi yapmanın ruminatif düşünceleri azalttığı görülmüştür.
- “Neden ben?” gibi sorularla zihni meşgul etmek, hem gelecek için yapacaklarınızın önüne geçecek hem de kendinizi suçlayarak mutsuz hissetmenize ve özgüven eksikliği gibi problemler yaşamanıza neden olacaktır. Kendimizi suçlamak yerine hatalarımızdan tecrübe kazanıp yeni atılımlarımızda kazandığımız tecrübelerden yararlanmak bizi daha mutlu olacağımız bir sonuca ulaştıracaktır. Unutmayın! Hayat siz var olduğunuz sürece var.
- “Ne olurdu?” gibi sorular sormak, geçmişe takılıp kalmanıza ve anın tadını çıkaramamanıza neden olacak, gelecekle ilgili yapacaklarınızı önüne engel olabilecektir. Her insan hata yapabilir farkındalığını kazanmamız daha mutlu olmamızı sağlayabilir. Bu aşamada, hataların beraberinde tecrübeleri de getirdiğini unutmamalıyız.
- Ruminatif düşüncelerin azaltılmasında bir başka yol ise, “An” da kalabilmektir. Şimdi ve burada olabilmek, geçmişi ve geleceği sürekli düşünmenizi engelleyecek, ruminatif düşüncelerin azalmasında etkili olacaktır. Şimdi ve burada kalabilmek için dikkat egzersizleri yapılabilir. Mindfulness (Bilinçli farkındalık) çalışmaları da bulunduğunuz ana odaklanmanızda etkili bir yöntemdir.